Fetullah Gülen adaletten kaçtı, siyaseten yıllarca kollandı, ABD’nin kanatları altında yaşadı, Azrail’den kaçamadı

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 50 yıl boyunca siyaset ve bürokrasi tarafından kollandı.

Ta ki 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimin kadar.

O günden sonra ise artık bir terör örgütüydü.

Yıllarca polisten, siyasetten destek alan 1999’da gittiği ABD’de ise korunup kollanan Fetullah Gülen Azrail’den kaçamadı. Öldü

Örgütün ilk yıllarında korunup kollanmasının en çarpıcı hikayelerinden biri ise Burdur ve Isparta’da yaşandı.

O hikayeyi ve örgütün nasıl bugünlere geldiğini anlamak adına bir kez daha kaleme alıyorum.

“12 Eylül darbesi sonrası arananlar listesinde olan Fethullah Gülen, 6 yıl boyunca kaçmayı başardı. 1986’da polisin çevirdiği üç otomobilde yakalanan 14 kişi arasında o da vardı. O gün Gülen’i tanımadığını söyleyenler, FETÖ içinde hızla yükseldi. O gün kendisini “Abdullah” ve “Fethi” gibi isimlerle tanıtan Gülen ise terör örgütünün lideri oldu… İşte 30 yıl önceki o esrarengiz yolculuğun hikayesi…

Devlet kayıtlarına göre de dini bir örgütlenmenin lideri olarak görülen Fethullah Gülen 12 Eylül 1980’den askeri darbesinin ardından arananlar listesindeydi. 6 yıl sonra 12 Ocak 1986’da, Burdur ve Isparta polisi’nin çevirdiği üç otomobilde Fethullah Gülen ile birlikte 14 kişi gözaltına alındı. İkisi hariç hepsi Fethullah Gülen’i tanımadıklarını söyledi. O otomobillerde bulunanlar yıllar sonra cemaatin içinde söz sahibi oldu. Kariyer basamaklarını üçer beşer atlayarak çok önemli noktalara geldi. Bir bölümü daha sonra yurt dışına kaçtı.

NEVZAT AYVACI’NIN EVİNDE TOPLANDILAR

12 Ocak 1986’da Fethullah Gülen Burdur’daydı. GATA’da Tabip Üsteğmen olarak çalışan Mustafa Sarsılmaz, 58. Topçu Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nda 2 ay bedelli askerlik yapan Said-i Nursi’nin talebelerinden Mustafa Sungur’un oğlu Muhammed Nuri Sungur’u askeri birliğinden alarak çarşı iznine çıkarmıştı. Burdur sokaklarında Fethullah Gülen de onlara katıldı. Birlikte Antalya’ya gittiler.

O tarihte toptan lastik ayakkabı ticareti ile uğraşan Nevzat Ayvacı’nın Antalya 30 Ağustos Caddesi’ndeki evinde toplandılar. 14 kişiydiler. Toplantı bitiminde Fethullah Gülen ve beraberindekiler üç otomobile bindi. Beşi Isparta üzerinden İzmir’e, diğerleri ise Muhammed Nuri Sungur’u Burdur’daki birliğine bıraktıktan sonra İzmir’e ardından İstanbul’a geçecekti.

KARDEŞİNİN KİMLİĞİYLE YAKALANDI

Firari Fethullah Gülen’le ilgili ihbar üzerine Burdur ve Isparta polisi alarma geçti. 18.00 sıralarında plakaları belirlenmiş otomobiller Isparta ve Burdur girişinde durduruldu. Fethullah Gülen’in üzerinde kardeşi Seyfullah Gülen’e ait kimlik kartı çıktı. Ama polis onun kim olduğunu biliyordu.

Hakan Serbest yönetimindeki 34 AEC 64 plakalı Murat 131 marka otomobilde Fethullah Gülen, Naci Tosun, Nuri Muhammed Sungur, Tabip Üsteğmen Mustafa Sarsılmaz vardı. Arkalarındaki 07 HY 811 plakalı Nevzat Ayvacı yönetimindeki Murat 131’de ise Behçet Akyar, Harun Tokak, Ahmet Kara bulunuyordu. Isparta girişinde durdurulan 34 AE 306 plakalı Mercedes’de Gürbüz Dönmez, Mustafa Başarı, Murat Kırımkan ve Barbaros Kocakurt vardı. Hepsi gözaltına alındı.

11 KİŞİ “TANIMIYORUZ” DEDİ

12 Ocak 1986’da Fethullah Gülen ve beraberindekiler İsparta Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulandı. Fethullah Gülen’İn gözaltına alınması kısa sürede duyuldu. Cemaatin etkili isimleri devreye girdi. Haber dönemin Başbakanı Turgut Özal’a ve İçişleri Bakanlığı yetkililerine kadar ulaştı. Isparta Emniyet Müdürlüğü’nün telefonları sabaha kadar susmadı.

Nevzat Ayvacı ve Hakan Serbest, Fethullah Gülen’i tanıdığını söyledi. Geri kalan 11 kişi Fethullah Gülen’i tanımıyordu. Yıllar sonra, Gülen hareketinin en önemli şirketlerinden Kaynak Holding’İn Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Naci Tosun, Fethullah Gülen’in bulunduğu otomobile otostop yaparak bindiğini söyledi.

ÖZAL SERBEST BIRAKTIRDI

Şu sıralar yurt dışında bulunan cemaatin yazarlarından Faruk Mercan, Fethullah Gülen’in hayatını anlattığı kitabında Gülen ile birlikte yakalananlar arasında sadece Naci Tosun’un ismine yer verdi. Fethullah Gülen’in dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın bizzat devreye girmesiyle serbest bırakıldığının altını çizdi.

Hürriyet, 30 yıl önce alınan o ifadelere ulaştı:

KENDİSİNİ ABDULLAH HOCA DİYE TANITTI

Mustafa Sarsılmaz: “Bize kendisini Abdullah hoca diye tanıtan ve ismini sonradan Fethullah Gülen olarak öğrendiğim kişiyi daha önceden tanımıyorum. Kendisi bana tanışmamız sebebiyle bir adet Sızıntı dergisi hediye etti.” Mustafa Sarsılmaz, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefat ettiği 17 Nisan 1993’te GATA’da nöbetçi subaydı. Özal’ın vücut bütünlüğünü bozmadan kokmayı önleme için vücut boşluğuna kimyasal madde enjekte eden ekipte yer almış, cesedi de yıkamıştı. Binbaşı rütbesi ile TSK’dan emekli olduktan sonra Fethullah Gülen cemaatine ait Şifa Üniversitesi’nde Dekan olarak çalıştı.

FETHULLAH GÜLEN’İ HİÇ TANIMAM

Naci Tosun: Bu şahsı hiç tanımam, ancak ismini duydum. Biraraya gelmediğimize göre tesadüf falan da söz konusu olamaz. Eşim hamileydi. Eskişehir’e acele dönmem gerekti. Antalya çıkışından yolun kenarında arıza yapmış bir taksi duruyordu. Durumu anlattım. Uygun gördüler ve beni de aldılar. Serbest müşavir mühendis olduğu o gün bu ifadeyi veren Naci Tosun yıllar sonra Fethullah Gülen cemaatinin önemli para kaynaklarından Kaynak Holding’in yönetim kurulu başkanlığını yaptı. İş adamlarından alınan himmet paralarını toplayan kişi olduğu iddia edildi. Tosun, 6 Şubat 2014’te Güney Afrika’ya kaçtı.

BABAMIN ARKADAŞI

Hakan Serbest: Babamın samimi arkadaşı Fethi isimli şahsı Antalya’da gezerken gördüm. ‘Ben de İzmir’e gideceğim. Beraber gidelim’ dedi. O şahsın sıkıyönetim tarafından arandığından bilgim yoktur.

O tarihlerde Anadolu Üniversitesi 1. sınıf öğrencisi olan Hakan Serbest’in babası Ahmet Serbest Gülen hareketine katılan ilk isimlerden biri. Fethullah Gülen ve Ahmet Serbest’in dostlukları İzmir’de başlamış ve 50 yıldır sürüyor.

İFADESİ DOSYADA YOK

Muhammed Nuri Sungur’un ifadesi polis kayıtlarında bulunmuyor. Bu konuda 2 görüş var, ya ifade dosyadan çalındı ya da asker kişi olduğu için er Sungurlu İnzibata teslim edildi.

BENZETİLMİŞ OLABİLİRİM

Behçet Akyar: Fethullah Gülen isimli şahsı tanımıyorum, arandığını da bilmiyorum.
Aker Kumaş ortaklarından Aker eşarplarının sahibi, Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın eski kayıpederi Behçet Akyar, Bank Asya’nın yönetim kurulu üyeliği yaptı, Zaman Gazetesi’nin de hisslerine sahipti. Behçet Akyar hakkında 15 Temmuz darbe girşimin ardından yakalama kararı çıkartıldı.

KANUN KAÇAĞI İLE BİRLİKTE OLMAM

Harun Tokak: Fethullah Gülen’i hiç tanımam. Ben din görevlisiyim. Kanun kaçağı bir şahısla birlikte olmam veya faaliyetlerine katılmam mümkün değil.

O tarihte Antalya Kavaklımescit Camii’nin imam ı olan Harun Tokak, MEB Eğitim Uzmanlığı ve Başbakanlıkta müşavirlik yaptı. 11 yıl Gazeteciler ve Yazarla Vakfı Başkanlığı’nı yürüttü. Kimse Yok mu Derneği’nin Kudüs yöneticiliğini yaptı. Emniyet kayıtlarına göre, örgüt hiyararşisinde İsrail İmamı olarak adı geçiyor. 10 Ekim 2015’te yurt dışına kaçtı. İsrail’de olduğu düşünülüyor.

TEK TANIYAN O OLDU

Nevzat Ayvacı: Fethullah Gülen’i İzmir ve Antalya’daki vaazlarından tanıyorum. 12 Ocak 1986 günü öğle saatlerinde beni ziyaret için öğle saatlerinde evime geldiler.

O tarihlerde toptan lastik ayakkabı ticareti yapan Nevzat Ayvacı Antalya’nın ünlü işadamları arasına girdi. Özellikle inşaat alanında ilerledi. Fethullah Gülen’in operasyonel ekibi içerisinde yer aldığı iddia edilen Nevzat Ayvacı, Antalya imamı ve finans koordinatörü olarak adlandırılıyor. Ayvacı, 19 Kasım 2015’te yurtdışına kaçtı.

TANIMADIĞIM KİŞİ HAKKINDA NE SÖYLEYEYİM

Ahmet Kara: Fethullah Gülen adlı şahsı hiç tanımıyorum. Tanımadığım bir kişi hakkında ne söyleyebilirim ki.
O tarihlerde Fatih Erkek Lisesi’nde din dersi öğretmeni olan Ahmet Kara, Fetullah Gülen’in Manisa, Turgutlu, Tavşanlı, Erzurum ve İstanbul İmamlığını yaptı. Sonrasında Kenya imamlığı yaptığı öne sürüldü. Ahmet Kara’nın iş adamları ile irtibatı koordine ettiği mali konularda iş adamlarından sağlanan kaynakların birebir yaptığı görüşmelerle kendisi tarafından sağlandığı iddia ediliyor. 8 Ağustos 2014’te yurt dışına kaçtı.

KANUNSUZ HİÇ BİR ŞEYİ SEVMEM

Gürbüz Dönmez: Bana sormuş olduğunuz Fethullah Gülen isimli şahsı tanımıyorum. Kanunsuz hiç bir şeyi sevmem.

O tarihlerde mobilya tüccarı olan ilkokul mezunu Gürbüz Dönmez Gülen hareketinin İzmir’deki gelişiminde aktif rol oynayan isimlerden biri. İzmir’de Gülen’e bağlı eğitim kurumlarının açılmasında katkıda bulundu. Özbekistan Cumhuriyetini Sevenler Derneği Başkanlığı’nı yaptı.

TANIMIYORUM

Mustafa Başarı: Fethullah Gülen ismindeki şahsı tanımıyorum. Tanımadığım bir şahsın Sıkıyönetimce aranıp aranmadığını bilmem mümkün değil.

O tarihlerde İzmir Özel Akyazılı Din ve Ahlak Dersi öğretmeni. İzmir 9 Eylül Üniverstesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan Mustafa Başarı Zaman Gazetesi Genel Müdürlüğü yaptı. Özellikle eğitim faaliyetlerinde etkin rol aldı.

TANIMADIĞIM BİRİ, ANTALYA’DA NASIL BULUŞABİLİRİM

Murat Kırımkan: Ben bir iş adamıyım. Isparta’da vermiş olduğum işler vardır. Gürbüz Dönmez adlı arkadaşım araba almıştı, hem arabayı kutlayalım hem de Antalya’daki işlerimi halledeyim diye Antalya’ya geldim. İzmir’den 5 arkadaş geldik. 1 gün kaldık. Fethullah Gülen isimli şahsı tanımıyorum. Tanımadığım bir şahısla Antalya’da nasıl beraber olabilirim. Tanımadığım biri hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim.

Murat Kırımkan, o tarihte İzmir’de koltuk imalatçısıydı.

HİÇ TANIMAM VE GÖRMEDİM

Bülent Olcay: Ben İzmir’den okul arkadaşım Mustafa Başarı ile birlikteydim. Ben Fethullah Gülen’i hiç tanımam ve hiç bir yerde görmedim.

O tarihte stajer hakim olan Bülent Olcay 2011 Mart’ın da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Danıştay üyeliğine atandı. İdari Dava Daireleri Kurulu üyesiyken 2011’de 17. Daire üyeliğine getirildi. TBMM’de 29 Haziran’da geçen Danıştay ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunlardan sonra Bülent Olcay’ın tepkisi büyük oldu. Danıştay üyeliğine seçilmeyeceğine kesin gözle bakılan Bülent Olcay, odasının bulunduğu ve isminin yer aldığı tabelanın altına, ‘Giderken odamı boşaltmayacağım.Hırsızlara her şey caiz’ yazılı kağıt astı. Prof. Dr. Bülent Olcay, Danıştay binasında pencereye asılan cübbenin de kendisine ait olduğunu açıkladı.

KANUNLARA SAYGIM SONSUZ

Barbaros Kocakurt: Sormuş olduğunuz şahsı hiç tanımam. Tanımadığım bir şahıs içinde ne gibi bir faaliyette bulunduğunu bilmem mümkün değildir. Benim kanunlara saygım sonsuzdur.

O tarihte İzmir Özel Akyazı Lisesi’nde öğretmen olan Barbaros Kocakurt: İzmir’deki Gülen yapılanmasının en meşhur eğitim kurumu Yamanlar Koleji’nin müdürlüğünü yaptı. Gülen hareketinin en önemli isimlerinden biri olarak anılıyor. Çekirdek kadroda ve hemen hemen tüm koordinasyonların başında. 7 Ağustos 2014’te yurt dışına kaçtı.

Fethullah Gülen’in ifadesi: Herhangi bir cemaatin lideri değilim

Soru: 12 Eylül 1980 harekatından beri Ege Ordu ve Sıkıyönetim komutanlığı tarafından arandığınızı bildiğiniz halde neden teslim olmadınız?

Cevap: Uzak ve yakından yaptığım dolaylı girişimlerden sonra aranmadığım kanaatine vardım. Bir müddet daha beklediğim takdirde arama kararımın kaldırılacağı düşüncesiyle güvenlik kuvvetlerine teslim olmadım.

Soru: Türkiye genelinde Fetullah Gülen’in grubu Nurcu kesimin lideri olarak bilinmektesiniz. Amacınızı ve ülkeyi kendi stratejiniz gereği örgütlenmede kaç bölgeye ayırdığınızı anlatınız.

Cevap: Bana isnat edilen Nurcu grubun lideri değilim. Böyle bir faaliyette de bulunmadığım kanaatindeydim. Ülkenin belirli bölgelere ayrılması konusunda da herhangi bir bilgim bulunmamaktadır.

Soru: 5 yıldan uzun bir süredir saklanmaktasınız. Bu sürede nerede saklandınız, kimlerden himaye gördünüz?

Cevap: Ben arandığım süre zarfında herhangi kişi veya gruptan destek görmedim. Benim 6 erkek 2 kız olmak üzere 8 kardeşim bulunmaktadır. Bunlardan 4 tanesi Erzurum’da ikamet etmekte, kardeşim Salih Gülen, Gülen matbaasını çalıştırmaktadır. Diğer 3 kardeşim de aynı matbaaya ortaktırlar. İzmir’de de Silim matbaası sahibi olan Mesih Gülen’de mezkur ilde ikamet etmekte olup zaman zaman yanlarında kalıp, kardeşlerimden maddi yardım görmekteyim.

Soru: Burdur’a ne maksatla geldiniz ? Antalya’ya gidiş nedeniniz ve Nevzat Ayvacı’yı nereden tanıdığınızı açıklayınız

Cevap: Suudi Arabistan’da görev yapmakta olan ve halen 58. Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nda kısa dönem bedelli askerliğini yapmakta olan ve daha önce yetiştirdiğim talebelerimden olan Nuri Muhammed Sungur’u ziyaret etmek amacıyla 12 Ocak 1986’da Burdur’a geldim. Nevzat Ayvacı’yı daha önce vaaz için gittiğim Antalya’dan tanımaktayım, yakın ilişki içindeyim.

Soru: Kendi cemaatinize hitap etmek ve onları etkilemek, halkın ilgisini daha fazla çekebilmek amacıyla vaaz bantları, çeşitli eserler ve video bantları doldurmakta olduğunuz bilinmektedir. Bu şekilde çalışmaktaki amacınız ve hedefiniz nedir? Ülkede uzun vadede ayrı bir yönetim gerçekleştirebilmeyi mi amaçlıyorsunuz?

Cevap: Halka hitap etmeye Diyanet teşkilatında görev yaptığım dönemde başladım. Yapmış olduğum vaazlarımda ve konuşmalarımda şahsi menfaat ve çıkar gözetmedim. Ancak beni sevenlerin çok olduğunu ve Türkiye genelinde geniş bir kitlenin bana karşı hayranlık duymuş olması mümkündür. Söz konusu kasetler ve videolar ben konuşmamı yaparken hayranlık duyan ve sesimi başka topluluklara da iletmek isteyen taraftarlarımca benim herhangi bir isteğim olmaksızın alınmaktadır. Bunlar bilahare çoğaltılarak benim bilgim dışında piyasada çoğaltılmakta ve halka satılmaktadır. Bu satışlardan benim herhangi bir gelirim yoktur.

Soru: Yurtdışı ve özellikle Hollanda ve F.Almanya ile iltisakınız olduğu bilinmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi veriniz.

Cevap: 12 Eylül önceki dönemde Almanya ve Avusturalya gibi dış ülkelerden davetler aldım. Bilahare Diyanet Teşkilatı tarafından F.Almanya’ya görevli olarak gönderildim. Burada fazla kalamadım. 1 ay kadar kaldıktan sonra ülkeye geri döndüm. 12 Eylül sonrası dönemde ise dış ülkelerde belli bir adresim bulunmaması nedeniyle herhangi bir teklif almadım. Ancak özellikle F.Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde bizim cemaat mensubu arkadaşlarımızda bulunmakta olup, bunların Türkiye’ye gelişlerinde görüşmelerimiz olmuştur. İsim verecek olursam halen Hollanda’da çalışan Necdet Başaran’la ve aslen Ankara Şereflikoçhisar’lı olan Mithat isimli kişileri söyleyebilirim.

Soru: Lideri bulunduğunuz cemaatin Türkiye genelinde çok sayıda öğrenci yurdu, vakıf, özel kolej bulunduğu bilinmektedir. Özellikle eğitim kuruluşlarınıza yönelik bu şekildeki çalışma tarzınızın amacı nedir ?

Cevap: Başlangıçta da söylediğim gibi herhangi bir cemaatin lideri değilim. Ancak Türkiye’de eğitime yardımcı olmak gayesiyle muhtelif illerde öğrenci yurtları, özel kolejler ve dershaneler olduğunu biliyorum. Sayıları hususunda kesin bir şey diyemeyeceğim. Bu hususta başka bir diyeceğim yoktur.

Arabada neler bulunmuştu

34 adet Sızıntı dergisi
M.Ali Şahin’in yazdığı ölçü veya yoldaki ışıklar 2 adet
Maurice Bucaille’nin yazdığı Kitabı-ı Mukaddes, Kuran ve Bilim isimli kitap
Çağ ve Nesil adında bir kitap
Pırlanta kitap serisine ait bir adet Tereddütleriiz isimli kitap
Vehbi Vakkasoğlu’na ait yazarı İslam Dünya Gümdeninde isimli kitap
Eski ve Yeni Türkçe yazılı Mukaddime isimli kitap
1986 yılına ait Sızıntı Duvar takvimi
Seyfullah Gülen’e ait nüfus cüzdanı
2 adet beyaz renkli madeni küçük cep çakı bıçağı
40 adet teyp kasedi

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir